22 sene polis memurluğu yapan Mithat Erdal 28 Ocak 2012 tarihinde beylik tabancası ile başından vuruldu. Kayıtlara ise; Çağlayan mahallesinde temizlik ürünleri satan bir iş yerinde, 4 arkadaşı ile sohbet edip şakalaşırken beylik silahının ateş alması ile Mithat Erdal başından vurulduğu tüm müdahalelere rağmen ise kurtarılamadığı şekilde geçiyor. Cinayet şüphelisi olarak 20 yaşındaki H.Y. tutuklandı adları açıklanmayan diğer 3 kişi serbest bırakıldı
Kaynak: DHA.
Tüm bu olaylardan önce ise polis memuru Mithat Erdal'ın definecilerin arasına sızdığı ve amirlerine bu konuda bilgi verdiği iddia ediliyor. Mithat Erdal 214 Ada, 7 ve 8 no.lu parseldeki 4 evden birisini kiraladığı belirtildi. Adana'da 4 yıldızlı bir otel sahibi ise buradaki evleri satın almak istiyor. Evlerden üçünün sahibi E.İ. 30 bin liralık evine 500 bin lira verildiğini ancak evinin baba yadigarı olduğu için satmadığını belirtti. Diğer 30 bin liralık evi ise otel sahibi 230 bin lira vererek satın aldı. Ev sahibi E.İ. ayrıca yaptığı açıklamalarda kazı yapan kişileri resmi görevli zannettiğini belirtiyor. 24 Ekim 2011 tarihinde Tarsus emniyeti Kaçakçılık bürosu, kaçak kazı yapan ve Roma zamanından kalma eserler bulan 10 kişiyi yakaladı ve 7’si tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Mithat Erdalın eşi Sibel Erdal, operasyondan sonra eşiyle beraber emniyete gittiğini ve eve dönünce Mithat Erdal'ın eşi Sibel Erdal'a "beni yakacaklar" dediğini daha sonra ise bir CD göstererek "Bu benim teminatım, gerekirse Ankara’ya gidip olup biteni anlatacağım" diyerek eşinin şu sözleri söylediğini iddia etti:
Bir süredir definecilerin içine muhbir olarak sızdım. Önemli bir kral mezarını kazıyorlar. İlçe Emniyet Müdürü görevlendirdi. Kaçakçılık Şube adına sızdım. Olup biteni rapor ediyorum. Lahitin içinde altından 32 şamdan, kadeh, sikke gibi çok değerli hazine var. Dün akşam lahit kapağı açılmadan Kaçakçılık Şube benim ihbarımla baskın yaptı. 7 kişi tutuklandı. Ancak bugün baktım ki tutanakta hazineden söz edilmiyor, lahitin içi boş yazıyor. İtiraz ettim. Emniyet Müdürü’ne anlatmaya gittim, beni susturdu. Meğer hepsi şebekenin içindeymiş.
diyerek anlattı. Daha sonra eşinin beylik silahına 15 gün el koyulduğunu belirten Sibel Erdal eşinin bu süreçte evden hiç çıkmadığını, kendisini sürekli birilerinin takip ettiğini ve çocuklarının camlardan sürekli uzak tuttuğunu belirtiyor. CD'nin ise kendisi Hatay'da ailesinin evinde eşinin yasını tutarken evine yapılan baskında alındığını aktarıyor
Kaynak: (https://www.yenicaggazetesi.com.tr/).
Acaba Tarsus'tan fetöcüler Bir Şeyleri Çoktan Çalıp Götürmüşler Miydi?
Darbeden sonra Tarsus'ta 20 yıl boyunca emniyet müdürlüğü yapan Y.A. fetöden tutuklandı (ayrıca belirtmekte fayda var yetkililerin belirttiğine göre Türkiye'de bir yerde bu kadar uzun emniyet müdürü olarak kalan nadir kişiler birisidir ve 2018 yılında beraat etmiştir). Tarsus'ta ki tutuklanma olaylarının ardında Sibel Erdal apar topar Cumhurbaşkanına olayların incelenmesi için bir mektup yazıyor ve ardından 82 evlerdeki gecekonduda MİT ve Özel Harekatçılardan oluşan bir ekip kazı çalışmasına başlıyor. İlk günlerde Turizm Bakanlığı, Kaymakamlık, Tarsus Müze müdürlüğünün dahi haberi olmadan kazı çalışmaları başladığı dönemin milletvekillerince belirtilmiş yapılan kazının hukuksuz kazı olduğu yönünde açıklamalar yapılmıştır.
13.11.2016’da Başlatılan Kazı Çalışması 3.11.2017 Tarihinde Sona Eriyor
Kazı bir sene boyunca devam etti ve kazı bölgesinde inanılmaz derecede güvenlik önlemleri alındı. İlk zamanlar bölgeye giriş çıkışlar sınırlı yapılmış bölge halkının şikayeti üzerine bu durum esnetilmişti. O dönemde orayı ziyaret etme imkanı buldum, uzun namlulu silahlarla nöbet tutan özel harekatçılar olduğunu ve içerinin mavi brandayla örtüldüğünü gözlemledim ayrıca evin kapısında mermi izleri bulunmaktaydı. Bölge sakinleri de o dönemde şebeke sorunları yaşandığını belirtiyor ve bu durum akıllara sinyal kesiciler mi kullanıldı yoksa güçlü teknolojili şeyler mi bulundu sorusunu akıllara getiriyordu. Dönemin milletvekili Aytuğ Atıcı kazı alanına bir çok kere gidiyor içeri alınmıyor ve bir keresinde MİT mensubu olduğunu tahmin ettiği kişi kendisine "Burada olan her şey devlet sırrı, Cumhurbaşkanı 10 gün içerisinde açıklama yapacak" diyor aradan aylar geçiyor ama açıklama yapılmıyor ve 3 Kasım 2017 tarihine gelindiğinde kazıda bir şey bulunamadı diyerek kazı alanı apar topar kapatılıp terk ediliyordu. Bir yıl boyunca 24 saat 20 kişilik gruplar halinde titizlikle çalışma yapılan alanda hiç bir şey bir parça kırık kandilden başka bir şey bulunamıyordu.
Cevapsız Kalan Sorular
Bu derece gizlilik ve güvenlik önlemleri içerisinde ne aranıyordu? Neden en ufak bir açıklama yapılmıyordu? Peki en son 1959 yılında Celal Bayar'ın görüştüğü Vatikan'a, 59 yıl sonra, kazının kapanmasından 3 ay sonra, 5 Şubat 2018'de Cumhurbaşkanı, Papayla görüşmeye neden gitmişti? Ayrıca Vatikan’ın Ankara Büyükelçisi Başpiskopos Paul Russell, “Vatikan’ın Tarsus’taki herhangi bir arkeolojik kazı veya başka faaliyete dahli yoktur” diye açıklama yapmasıyla o dönemde sadece fısıltısı olan bir şeyi bu kadar ciddiye alıp böylesi bir açıklama kafaları daha da karıştırmıştır. Yine aynı dönemde 2017 ve 2018 yıllarında Tarsus Avrupa Mükemmellik ödülü almıştı. Acaba tüm bunlar tesadüften mi ibaretti?
Belki de Bu Soruların Cevabı Aslında Tarsus'un Tarihinde Gizli: St. Paul & Kral Dakyanus
Tarsus topraklarında yaşamış bu iki önemli şahsiyet, Tarsus'a öyle bir hazine bıraktılar ki definecilerin rüyalarını süslemekle kalmıyor, belki de tarihi yeniden yazabilecek bir güce sahip. St. Paul'un kayıp incili ve Dakyanus'un meşhur devasa hazinesi bu kalıntıların arandığının söylentisi bile bu kadar etki bırakıyorsa. Devlet bu kadar önemli ne aradığını açıklasaydı tarihin en önemli ve kutsal şehirlerinden olan Tarsus için 2016'dan itibaren tarih ve turizm bakımında çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik, tarihi baştan yazan sansasyonel bir şehir olabilirdi..
Yapılan son açıklamalardan biri ise şöyle:
Tarsus Müzesi Müdürlüğünce 214 Ada, 7 ve 8 no.lu parselde gerçekleştirilen kurtarma kazısında kültür dokusunun ortaya çıkarılarak niteliğinin anlaşılabilmesi için amorf durumda pişmiş toprak kandil parçası, çatı kiremiti, amphora parçaları vb. buluntulara ulaşılmış olup envanterlik nitelikte taşınır-taşınmaz kültür varlığına rastlanmaması nedeniyle kazı çalışmalarının sonlandırılması kanaatine varılmıştır.
Kaynak: Tarsus Müze Müdürlüğü
Sır dolu Tarsus kazısı hakkında eski Mersin milletvekili Aytuğ Atıcı'nın yaptığı açıklamalarının bir derlemesini bu videoda bulabilirsiniz.