Kadınlardan ve aşktan daima tutkuyla, heyecanla bahsederdi; ancak bir kez bile aşık olmamıştı
Etrafında akıl ve dürüstlükle dolu bir hayat inşa edebilmesi için yeteri kadar güçlü bir karaktere ve inanca sahip değildi.
Akıl, elimizde olan yegane zevk kaynağıdır.
Kitaplar notaya, sohbet ise şarkı söylemeye benziyor.
Düşünen bir insan olgunluğa eriştiğinde ve tam bir bilinç kazandığında kendini istençsiz olarak sanki çıkışı olmayan bir tuzağın içindeymiş gibi hisseder.
Hayatı idrak etmeye çabalayan özgür ve derin düşünce, saçma dünyevi kaygıları tamamıyla hor görme; işte bu iki şey, insanın daha yükseğini göremeyeceği iki lütuftur.
Marcus Aurelius, “ Acı, acı hakkındaki canlı düşüncedir. Bu düşünceyi değiştirmek için irade gücü göster, onu silkip at, şikayet etmeyi bırak; acı kaybolup gidecektir,” demiştir.
Bir bilgin ya da sadece düşünen, kafası çalışan bir kimse, diğerlerinden tam da acıyı küçümsemesi ile ayrılır.
Yalnızca akıl ilgi çekici ve dikkate değerdir; geri kalan her şey küçük ve aşağıydı.
Bonus: Kitabı okurken dinlediğim müzikler