İzlediklerinize, öğretilene, dayatılana değil okuyup gerçek hayatınızla yorumlayıp, harmanladığınız uygulanabilir şeylere inanın. En büyük cehalet size öğretilene sorgulamadan sazan gibi atlamaktır.

Bu Makaleyi Tamamen Tarafsız Olmak İçin Wikipedia, Çeşitli Makaleler ve Oradaki Yazarların Kaynak Gösterdiği Yerleri Kopyala/Yapıştır Şeklinde Kendi Yorumumu Katmadan Sadece Zeka Sahibi İnsanların ALGIlayabileceği Bir Yayın Olarak Sunmak İstedim Herkese İyi Okumalar Dilerim :)

Sosyal Darwinizm

Charles Darwin'in toplumbilim alanındaki fikirleri ve evrim teorisi gibi düşüncelerinin sosyolojik alandaki etkilerinden bahsedilirken kullanılan bir terimdir.

Bireysel organizmalar arasındaki rekabetin çevreye en uygun olanın idame etmesi yoluyla biyolojik evrimsel değişikliğe neden olması gibi; bireyler, gruplar veya uluslar arasındaki rekabetin de insan topluluklarında sosyal evrime neden olduğu kuramıdır.

Faşizm ve nasyonal sosyalizm, insan ilişkilerinde sosyal Darwinist bir bakış açısı ile çalıştırılır. Bu sistemde amaç üstün bireyleri desteklemek ve zayıf bireyleri sistem dışına taşımaktır.

Sosyal Darwinizm kuramınıı ilk geliştirenler:

Herbert Spencer: İngiliz filozof ve sosyolog. Başlı başına bir dahi olan Spencer "evrim" teorisinde Charles Darwin'in bir numaralı rakibi olmuştur. Sağlık sorunları nedeniyle günde sadece birkaç saat yazabiliyor olmasına ve maddi durumunun kötülüğüne rağmen, 1862'de dokuz ciltlik şaheseri Statik Felsefe'yi yazmaya başladı.

Statik felsefe kısaca birçok farklı bilim dalına evrim teorisini uygulamayı konu alır. Bu şaheserin en çok dikkat çeken ve Spencer'ın da üzerinde en çok çalıştığı bölüm, sosyoloji'ye evrim teorisinin uygulanmasını, toplum evrimini inceleyen, "Sosyoloji İlkeleri" adlı 3 cilttir.

1870'lerde ve 1880'lerin başında özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve İngiltere'de ünü doruk noktasına varmıştı. 1902'de Edebiyat dalında Nobel Ödülüne aday gösterildi. Birçok ödülü ve övgüyü çoğu zaman reddetti. Uzun bir hastalık döneminin ardından 1903'te vefaat etti.

Herbert Spencer geniş bir alana yayılmış farklı türdeki bilgileri uyumlu bir şekilde birleştirerek Viktorya çağına damgasını vuran kişilerden olmuştur. Evrim kuramının gelişiminde ve kabulunde en az Charles Darwin kadar büyük bir rol oynamış, bugün evrim kuramını açıklarken kullanılan birçok terimi de ilk kez kullanan kişi, o olmuştur.

Herbert Spencer

Thomas Robert Malthus: İngiliz nüfus bilimci ve politik iktisat teorisyeni.

Nüfus kuramı ile dünyayı sallayan Malthus, herhangi bir popülasyon, besin maddelerinin artışından daha hızlı bir oranda artar ve böylece zamanla kişi başına düşen besin miktarı azalacağını ve besin kıtlığının yaşanacağını belirtmektedir. Ancak 20 yüzyılda beklenilen besin kıtlığının olmamasının nedeni çoğu bilim adamı tarafından 1. ve 2. dünya savaşları ve Hitler döneminde süper hızla gelişen teknoloji sayesinde olduğu savunulmaktadır.

Malthus geç evlenmek, az sayıda çocuk sahibi olmak vb. hareketlerin teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Yine Malthus'a göre toplumsal sefaletin en büyük nedeni alt sınıflardı. Çünkü zenginler ve eğitimliler az çocuk yapıp, geç evleniyorlardı. Bu yüzden bu tür bir nüfus planlaması üst sınıflardan ziyade alt sınıflara uygulanmalıydı.

Thomas Robert Malthus (d. 13 Şubat 1766 - ö. 23 Aralık 1834),

Francis Galton: Kraliçe Victoria çağında yaşamış çok yönlü bir İngiliz bilim insanıdır.

Seçkin uğraş gösterdigi alanlar arasında coğrafi seyahatler ve keşifler, coğrafya, meteoroloji, psikoloji (özellikle psikometri), kriminoloji, (proto-)genetik bilim, öjenik ve istatistik sayılabilir.

Francis Galton: (16 Şubat 1822; Sparkbrook, Birmingham - 17 Ocak 1911; Haslemere, Surrey),

Öjenik

Kaba hâliyle ilk kez Platon tarafından ortaya atılmıştır.

Galton’un iyi doğan anlamında eski Yunancadan ürettiği bir kelimedir.

20. yüzyılın ilk yarısında çok sayıda taraftar toplayan öjeni teorisi, sakat ve hasta insanların ayıklanması ve sağlıklı bireylerin çoğaltılması yoluyla bir insan ırkının "ıslah edilmesi" anlamına geliyordu. Öjeni teorisine göre, nasıl sağlıklı hayvanlar birbirleriyle çiftleştirilerek iyi hayvan cinsleri oluşturuluyorsa, bir insan ırkı da ıslah edilmesi gereklidir.

(Bu sayede yeni oluşacak insan ırkı hastalıklardan etkilenmeyecek, hiç bir canlının doğuştan engeli olmaması sağlanacaktır.)

Öjeniyi Almanya'da ilk benimseyen ve yayan kişi ise, ünlü evrimsel biyolog Ernst Haeckel oldu. Haeckel, Darwin'in yakın bir dostu ve destekçisiydi.

Ancak Nazilerin ve Adolf Hitler'in öjenizm projesi Haeckel'in "öjenizm" anlayışından tamamen bağımsız bir biçimde ortaya çıkmış ve gelişmiştir.

Benito Mussolini de İtalya'yı emperyalist ve faşist temeller üzerine oturtmak için aynı Öjenik kavramlardan ve iddialardan faydalandı.

1900'lü yıllarda Fransız hükûmeti, psikolog Alfred Binet'e zihinsel özürlü çocukları diğerlerinden ayırma görevi verdi.

Alfred Binet (Fransızca: [bin]; 8 Temmuz 1857 - 18 Ekim 1911) ilk pratik IQ testi olan Binet-Simon testini icat eden bir Fransız psikologdu. 1904 yılında Fransız Milli Eğitim Bakanlığı, psikolog Alfred Binet'in, hangi öğrencilerin iyileştirici çalışmalar yapabilmeleri için düzenli sınıf öğretiminden etkili bir şekilde öğrenmediklerini belirleyecek bir yöntem tasarlamasını istedi. Birlikte çalışan Théodore Simon ile birlikte Binet, 1908 ve 1911 yıllarında yaptığı testin revizyonlarını yayınladı.

Yakın zamanlarda öjenik ABD’de de uygulanmıştır.

1907’de Indiana eyaletinde kabul edilen bir kanunla zekâ özürlü, sağır ve körler kısırlaştırılmaya başlanmıştır. Benzer bir yasayı 1909'da Washington ve Kaliforniya eyaletleri kabul etmiştir. 1927’de Virginia eyaletinde zekâ özürlüler kısırlaştırılmışlardır. Yasa, Amerika’nın pek çok eyaletinde 1960 yıllarına kadar yürürlükte kalmıştır.

Henry Fairfield Osborn: ABD'de ve İngiltere'de müzecilik biliminin ve paleontoloji öğretiminin gelişmesine katkılarıyla tanınan Amerikalı paleontolog ve müze yöneticisi.

Zamanın ortak görüşünü, yani kalıtımın çevreden gelen etkilerden üstün olduğunu savundu. Bunun bir uzantısı olarak, belirli ırkların sabit kalıtsal özelliklerle var olduğunu kabul etti ve İskandinav veya Anglo-Sakson "ırkının" en yüksek olduğunu söyledi. Bu nedenle Osborn, "iyi" ırksal varlığını korumak için öjeni destekledi. Adolf Hitler üzerinde de büyük ölçüde etkili oldu . Hitler, zayıf veya uygun olmayanların ortadan kalkması yoluyla katı bir seçim sistemini savunduğu için kitaba 'İncil' adını verdi.

Henry Fairfield Osborn (Fairfield, Connecticut, 8 Ağustos 1857-6 Kasım 1935)

Arthur de Gobineau

Fransız diplomat ve yazar.

Ari Aryan ırkına dair Irkçılık teorisinin geliştirilmesiyle ünlü olan 1853 ve 1855 yıllarında yazdığı mektuplarını topladığı İnsan Irklarının Farklılığı Üzerine Denemeler isimli eseri ile tanınmıştır.

Adolf Hitler ve kurucusu olduğu Nazizm, Gobineau Antisemitik olmamasına rağmen, onun ideolojisin çoğunu örnek aldı.

Arthur de Gobineau (d. 14.07.1816, Ville-d'Avray, Île-de-France; ö. 13.10.1882, Torino)

Osteometri&Kraniyometri

Osteometri kemiklere ait ölçüm metotlarıdır. Kraniyometri ise, kafatasına ait ölçüm metotlarıdır.

Osteometrik ve Kraniyometrik Bilgilerin Kullanım Alanları:

Toplumlararası benzerlik ve farklılıkların belirlenmesinde,
Irksal özelliklerin belirlenmesinde,
Bireylerin boy uzunluğunun belirlenmesinde (uzun kemiklerden alınan maksimum uzun kemik uzunluğu boy regresyon formüllerinde kullanılır),
Çocuklarda yaş belirlemesinde (çocuklarda kemik uzunluklarından yararlanarak yaş tahmini yapılır),
Cinsiyet saptamasında ve cinsiyetler arası karşılaştırma yapılamasında,
İnsanların diğer türlerle ilişkilerinin ortaya konulmasında yararlanılır. [1]

Türkiye'de Kraniyometri

Atatürk'ün mânevî kızı Afet (sonraki Prof. Dr. Afet İnan) İsviçreli antropolog profesör Eugène Pittard öğretmenliğinde Cenevre'de doktorasını yaparken, Türklerin vücut (antropolojik) ölçülerinin iyi araştırılmamış olduğunu, tezi için lüzumunu belirtip yardım istemiştir. Atatürk de "Sıhhiye Vekâleti"nden (Sağlık Bakanlığına) Anadolu'da iki kerede 40.000 ve 60.000 Türk'ün ölçülerinin alınmasını istemiştir. Bu şekilde toplanan verilerden yola çıkan tez, 1939'da Cenevre'de Fransızca olarak yayınlanmıştır: Recherches sur les caractères anthropologiques des populations de la Turquie (Türkiye Nüfusunun Antropolojik Özellikleri Üzerine araştırmalar), Genève, 1939. Kitapta Türklerin yalnız kafatası ölçüleri üzerine değil, boy ortalamaları, cilt-göz-saç renkleri ve göz kapağı çekikliği gibi yirmi kadar fiziksel antropolojik özellikleri üzerine çalışmalara dair bilgiler yayınlandı.

Mustafa Kemal Atatürk ve Manevi Kızı Afet İnan

Birinci Türk Tarih Kongresinde Afet İnan başta olmak üzere katılımcılar sarı ırkla Türklerin bağ olmadığını ve Türklerin Orta Asya'da yaşayan tek ırk olduğunu vurguladılar.[2]

Poligenizm , insan ırklarının farklı kökenlerden ( poligenez ) olduğu görüşünü öne süren bir insan kökenleri teorisidir . Bu görüş, insanlığın tek bir kökenini varsayan monogenizm fikrine zıttır .

Monogenizm veya bazen monogenez , tüm insan ırkları için ortak bir ata olduğunu varsayan insan kökenleri teorisidir

Yaşamın evrimsel tarihi

fosil ya da günümüz yaşayan canlı organizmaların evrildiği süreçlerin izlerini takip eder. Yaşamın evrimsel tarihi, yeryüzünde yaşamın kökeninden, günümüzden yaklaşık 4,5 milyar yıl önceki bir tarihten, günümüze kadar uzanmaktadır. Günümüz tüm canlı türleri arasındaki benzerlikler, bilinen tüm canlı türlerin, evrim süreçleri içinde giderek birbirlerinden ayrıldığı ortak bir ataya sahip olduklarına işaret etmektedir.

Tespit edilen en erken canlı organizmalar, çok kısa zaman aralığında yaşamış olan nispeten özelliksiz türler olup bu canlıların fosilleri, abiyotik fiziksel süreçler yoluyla ortaya çıkan yapılar dışında haklarında ne oldukları zor söylenebilecek türden çubuksu özellikler gösterirler.

(Monogenizmi ve bilimi aynı anda kabul ediyorsak bilime göre ve ya monogenizme göre hatalı olacağız. Tek bir ortak atamız olacaksa o da çubuksu özellikler gösteren bir canlıdır, dolayısıyla İnsan ırkının insan olan tek bir atası olmayacaktır çünkü; homosapiens diğer insanımsılarla çiftleşip verimli döller üretebildiği teorileri her an kanıtlanabilir.) okumaktafaydavar

Friedrich Nietzsche

Hitler, Nietzsche'yi gençken okumuştur ve ondan "militarizm" alanında etkilenmiştir. Üstinsan kavramı Alman filozof Friedrich Nietzsche'nin psikoloji tanımında bir kavramdır.

Slavların büyük çoğunluğu Nazilerin genel planı Osta göre, Doğu-Merkez Avrupa'dan kovulmak üzere çıkarılmalıdır.

Üstinsan kavramının kurucusu sayılan Friedrich Nietzsche 1872

Mendel Genetiği

19. yüzyılın sonları 20. yüzyılın başlarında, Mendel Genetiği Hint-Avrupalılar (genellikle Aryanlar olarak ifade edilir) üzerine medeniyet seviyeleri teknolojik olarak en yüksek seviyede olduğu için en üst mertebye oturtturuldu. Bu mantık aynı zamanda, İskandinavcıların en saf ırk olarak iddia ettikleri Aryan ırkı ile iç içedir. Bu düşünce aynı, Avrupalı sağ cenahtan olanlar tarafından "İskandinav Irkı" kabul edile geldiği gibi, Kuzey Amerikalıların, Güney Amerikalıların ve Avustralyalıların medeniyete öncülük etmeleri ve iyi nitelikteki doğuştan gelen liderlik özelliklerinden dolayı "Üstün Irk" olarak kabul edilmeleri gibidir.

Gregor Johann Mendel kalıtım biliminin babası olarak anılan Avusturyalı biyolog, meteorolog, matematikçi, Mendel kanunlarının mucidi ve rahiptir.