David Burns’e göre devrim niteliğindeki terapinin adı “Bilişsel Terapi”dir.
Biliş; olaylara bakışımız, algılarımız, zihinsel tutumlarımız ve inançlarımızdır.
Depresyonunuz aslında gerçeğin doğru olarak algılanmasına bağlı değil, zihninizdeki çarpıtmalara bağlıdır.
Sizi altüst edecek zihinsel çarpıtmaları tespit edip yok edebilecek yöntemler de ustalaşırsanız, duygularınızla daha kolay başa çıkmayı öğrenebilirsiniz.
En inatçı depresyona sahip olanlar genel olarak yıllardır veya yaşamlarının çoğunda depresyonda olanlardır. Buna kronik depresyon yani “Distimik Bozukluk” denir.
Depresyon bazı tıbbi rahatsızlıkları andırabilir.
Mani: Ruh hastalığı depresyonun tersidir. lityum reçetesi verilebilecek psikiyatrinin müdahalesini gerektirir lityum aşırı duygu durumu çalkantılarını düzenler ve hastanın normal bir yaşam sürmesini sağlar sağlar.
Mani ilaç ya da alkolden kaynaklanmayan en az iki gün süren anormal yükselmiş ve gergin durumdur.
Manik hastalar genellikle zayıf yargılama belirtileri olur, dürtüsel davranışlar sergiler ve aşırı kendine güven duymaktadırlar.
Depresyon çarpıtılmış olumsuz düşüncelerimizin bir sonucudur.
Depresif hissettiğiniz zaman o sırada aklınızdan geçen olumsuz düşünceyi belirleyin ve onları değiştirmeyi öğrenerek duygu durumunuzu düzeltin.
Olumsuz duygu gerçekmiş hissi uyandırır ve onu yaratan çarpıtılmış düşünceye inandırıcılık yükler.
Zihinsel hapis bir yanılsamadır.
Kendinizi depresif ve zavallı hissettikçe düşüncenizde daha çarptırılacaktır. fakat zihinsel çarpıtmalar olmadığında benlik değerinizi düşük veya depresif hissetmezsiniz.
Örneğin toplantıda konuşmayı 3 dakika dinleyin ve 1 dakika yoğun bir hayal kurmak için mola verin daha etkili odaklanmanızda yardımcı olacaktır.
Gereklilikleri isteklere çevirirseniz kendinize karşı saygılı davranıyor olursunuz.
Kendinizi çoğu zaman şunları sormalısınız: Ne yapmak istiyorum? Hangi hareket en fazla işime yarayacak?
Bir şey yapmaya zorlandığınızı hissettiğinizde yapmanın çok zor olması insan doğasının talihsiz bir durumudur.
İstediğinizin peşinden gitmek sadece insancadır.
Sigarayı daha kolay bırakabilmek için: sigara içmediğinde olabilecek tüm olumlu sonuçların listesini yap, her gece yatmadan olmak istedin rahatlatıcı yeri düşün, sigara içmediğiniz zaman oluşabilecek olumlu sonuçları tekrar et.
Risk alırsanız ve gerçekten başarısız olursanız baş etmekte zorlanırcağınız olumsuz sonuçların listesini yapın.
Mutluluk giysilerden değil, kendimize olan saygımızdan kaynaklanır.
Eylem önce gelmelidir ve sonra istek meydana gelir.
Başka birisi sizi haksız bir şekilde eleştirerek bir hata yapıyorsa siz niye rahatsız olacaksınız ki?
Eleştiren kişinin tam olarak ne istediğini anlamak için ona bir dizi netleştirici soru sorun. Yargılayıcı ve savunmacı olmaktan kaçının, sürekli daha net bilgi sorun.
Eleştiren kişi doğru ya da yanlış olsun, onunla aynı fikirde olmak için yol bulun.
Bakış açınızın yanlış olabileceğinizin farkında olarak nesnel bir şekilde ifade edebilirsiniz.
Hepimizin bazen hata yapabilme olasılığımız var.
Alenen hatalıysanız, bunu kabul edin. Eleştiren kişi hatalıysa bunun zarif bir şekilde vurgulayın.
Zekanızın mutlu olma kapasitenizle hiçbir ilgisi yoktur.
Zaman ve mekanın göreceliliği gibi haklılığını da tartışılmaz bir göreceliliği vardır.
Öfkenizin olumlu ve uyum sağlayıcı etkileri onu düşmanlıktan farklılaştırır. Düşmanlık dürtüseldir, kontrolsüzdür ve saldırganlığa yol açar.
Birinin boğazını çok sıkmak istediğinizde kalabalık bir mağazada altı bezli yürüdüğünü hayal edin. Tam ayrıntılarıyla göbeğinin çocuk bezi bağlı bacağının ise kıllı.
Olumsuzlar üzerine odaklanmaktansa, olumlu şeyleri fark edip onlara odaklanmayı öğrenebilirsiniz.
Övgü açıkça samimiyetsiz olsa bile çok az insan övgüye karşı durabilir.
Hay ben senin! Senin işin yerine dibine batsın demek yerine “daha profesyonel bir iş çıkarma kabiliyetin olduğunu hissettiğimden yapılan bu adi işe içerliyorum.” demek daha doğru hitap etmenizi sağlayacaktır.
Empati diğer insanların, düşünce ve güdülerini doğru bir şekilde kavrama yeteneğidir.
Öv onu ve daha iyisini istediğini nazikçe empoze et.
Kendinizi suçlu hissederken ilk profesyonel çarpıtmanız, yanlış bir şey yaptığınızı varsaymanızdır.
Kendinizi kötü bir insan olarak görmeniz hiçbir insanın işine yaramaz. Aksine kötü Olduğunuza inanmak, kötü davranışlara katkıda bulunur.
Empati, suçluluk hissetmek istedin, davranışlarımızı ahlaki ve işleri kolaylaştırıcı biçimde yönlendirecek gerekli ve duygusal iklimi sağlar.
Yemek, sigara veya alkol kullanmak gibi kötü alışkanlıkların temel nedeni kontrol dışı olduğuna inanıyor olmanızdır.
Üzüntü, kaygı veya hayal kırıklığını yaratan olumsuz bir olayı çarpıtmadan tarif eden gerçekçi algılar tarafından yaratılan normal bir duygudur.
Depresyon: net olarak sağlığın bozulması, sevilen birinin kaybı, ya da başarısız bir iş gibi belirgin bir stresin ardından ortaya çıkmışsa buna “reaktif depresyon” denir.
Yapamayacaklarınıza değil yapabileceğiniz şeylere odaklanın.
Bir aslan ancak avladığı kadar eti yiyebilir.
Bir önceki güne göre daha azını yapmaya çalış.
Hata yapmazsanız gelişme kapasitenizin büyük bir kısmını kaybedersiniz. Hataları tanımak öğrenmek ve düzeltmek en büyük kazançtır.